Kütahya'nın Simav ilçesine bağlı Kuşu kasabası'nda doğdu...83 model...hukuk fakültesi mezunu...hukuk okumayı sevmedi ama hukukun tam merkezinde...sevdiği hiç bir şeyden vazgeçmedi...Doğuştan duygusal...Vefalı...Sabırlı...Anadolu insanı...Yar kapısını beklemeye değer bilenlerden...Umut bir diğer adı...Buralı değil...
MC
Anla artık beni.......... kızı
Seni gördüğüm an öldüğüm andı
Bakışın sıcak ok, sinemde sızı
Ucu soğuk çelik,çıkmaz saplandı
Anla artık beni.......... kızı
Seni gördüğüm an öldüğüm andı
Bakışın sıcak ok, sinemde sızı
Ucu soğuk çelik,çıkmaz saplandı
Anla artık beni.......... kızı
MC
Heyula bir sis gibi, çöküverdi dün gece,
Ayın güzelliği sen, yokluğun bir bilmece,
Layık sana bin gülzâr, affeyle halim nice,
Endamın yeter senin, her şey olsun gönlünce.
Ayın güzelliği sen, yokluğun bir bilmece,
Layık sana bin gülzâr, affeyle halim nice,
Endamın yeter senin, her şey olsun gönlünce.
MC
Ey Sultanım,Şirin'im,Mona Rosam,Pirayem!
Gözlerimden dökülen gözyaşıdır sermayem,
Kimse bilmesin beni,yazılmasın hikayem,
Gözlerine ram olmuş,bir bende olsun payem.
Dil madenimde sırsın,şiirimde kinayem,
Vaslına değil inan,aşkına ermek gayem
Bilmem ki duyar mısın,vasıl olur mu vayem?
Ağır gelir bedenim,gör ki yoruldu sayem.
Gözlerimden dökülen gözyaşıdır sermayem,
Kimse bilmesin beni,yazılmasın hikayem,
Gözlerine ram olmuş,bir bende olsun payem.
Dil madenimde sırsın,şiirimde kinayem,
Vaslına değil inan,aşkına ermek gayem
Bilmem ki duyar mısın,vasıl olur mu vayem?
Ağır gelir bedenim,gör ki yoruldu sayem.
MC
İçinde gözyaşı olmayan sevdalar gördüm
Bu bendeki sevda değil
Hasretle yoğrulmamış sevdalar gördüm
Bu bendeki sevda değil
Hemencecik kavuşuluveren sevdalar gördüm
Bu bendeki sevda değil
Tenden öte geçmeyen suretten ibaret sevdalar gördüm
Bu bendeki sevda değil
Adına aşk denilen sevdalar gördüm
Bu bendeki sevda değil
Eğil salkım söğüt!
Eğilebildiğin kadar eğil
Çünkü bu öyle senin gördüğün sevdalardan değil
Bu bendeki sevda değil ey salkım söğüt!
Ve ben aşık değilim...
Bu bendeki sevda değil
Hasretle yoğrulmamış sevdalar gördüm
Bu bendeki sevda değil
Hemencecik kavuşuluveren sevdalar gördüm
Bu bendeki sevda değil
Tenden öte geçmeyen suretten ibaret sevdalar gördüm
Bu bendeki sevda değil
Adına aşk denilen sevdalar gördüm
Bu bendeki sevda değil
Eğil salkım söğüt!
Eğilebildiğin kadar eğil
Çünkü bu öyle senin gördüğün sevdalardan değil
Bu bendeki sevda değil ey salkım söğüt!
Ve ben aşık değilim...
C
Hayalinin peşinden, koştuğum o il sensiz
Yüce dağları aşıp, geçtiğim dar yol sensiz
Aşk ateşiyle coşup, taştığım sahil sensiz
Ne yana baksam yoksun, sağım sensiz, sol sensiz
Alıp veremediğim,duvardaki gül sensiz (*)
İpek saçından düşen, kahverengi tel sensiz
Yüzünü aradığım, resimdeki göl sensiz
Doğduğun yerin adı, rüzgar sensiz, yel sensiz
Aşk derdine bir türlü, ermiyor akıl sensiz
Bu bilmeceme cevap, vermiyor akil sensiz
Neşe çekildi yüzden, gülmüyor bu kul sensiz
Nasıl geçer bir ömür, zor sensiz, sakil sensiz
Derdime ortak olup, kıvrılmış hilal sensiz
Fezada binbir yıldız, tek kalmış zuhal sensiz
Kulağımda tik taklar, sabahsız leyal sensiz
Delik deşik uykular, düş sensiz, hayal sensiz
Mızrabım düştü yere, tutamıyor el sensiz
Bağlamam şu köşede, uzanmıyor kol sensiz
Uzanmış ölü gibi, ses vermiyor tel sensiz
Uçuşuyor notalar, mi,fa sensiz, sol sensiz
Söz verdim ya sır diye, ağzım dilim lal sensiz
Söyleyemem kimseye, sözüm kilükal sensiz
Agah olursa ağyar, bu bana vebal sensiz
Söz gümüş, sükut altın, kelam sensiz, kal sensiz
Başkaydı senden önce, güzel İstanbul sensiz
Boğaz,Haliç, Çamlıca, bir başkaydı bil sensiz
Salacakta şakıyan, daldaki bülbül sensiz
Lale boynunu bükmüş, gül sensiz, sümbül sensiz
Silindi leyl-ü nehar, zaman muttasıl sensiz
An bana bin yıl gelir,geçer ki nasıl sensiz
Gün gelir de açılır,o sır,velhasıl sensiz
Ruhuma ayan olan,fecr sensiz,fasıl sensiz
Mecnun ağlar halime, zor bana bu hal sensiz
Yoruldu gölgem bile, kalmadı mecal sensiz
Bu dünyada kim güle, mutluluk muhal sensiz
Düğün günüm bildiğim, son sensiz, ecel sensiz
(*) gül, 4 Ağustos 2011, bir garip gül
Yüce dağları aşıp, geçtiğim dar yol sensiz
Aşk ateşiyle coşup, taştığım sahil sensiz
Ne yana baksam yoksun, sağım sensiz, sol sensiz
Alıp veremediğim,duvardaki gül sensiz (*)
İpek saçından düşen, kahverengi tel sensiz
Yüzünü aradığım, resimdeki göl sensiz
Doğduğun yerin adı, rüzgar sensiz, yel sensiz
Aşk derdine bir türlü, ermiyor akıl sensiz
Bu bilmeceme cevap, vermiyor akil sensiz
Neşe çekildi yüzden, gülmüyor bu kul sensiz
Nasıl geçer bir ömür, zor sensiz, sakil sensiz
Derdime ortak olup, kıvrılmış hilal sensiz
Fezada binbir yıldız, tek kalmış zuhal sensiz
Kulağımda tik taklar, sabahsız leyal sensiz
Delik deşik uykular, düş sensiz, hayal sensiz
Mızrabım düştü yere, tutamıyor el sensiz
Bağlamam şu köşede, uzanmıyor kol sensiz
Uzanmış ölü gibi, ses vermiyor tel sensiz
Uçuşuyor notalar, mi,fa sensiz, sol sensiz
Söz verdim ya sır diye, ağzım dilim lal sensiz
Söyleyemem kimseye, sözüm kilükal sensiz
Agah olursa ağyar, bu bana vebal sensiz
Söz gümüş, sükut altın, kelam sensiz, kal sensiz
Başkaydı senden önce, güzel İstanbul sensiz
Boğaz,Haliç, Çamlıca, bir başkaydı bil sensiz
Salacakta şakıyan, daldaki bülbül sensiz
Lale boynunu bükmüş, gül sensiz, sümbül sensiz
Silindi leyl-ü nehar, zaman muttasıl sensiz
An bana bin yıl gelir,geçer ki nasıl sensiz
Gün gelir de açılır,o sır,velhasıl sensiz
Ruhuma ayan olan,fecr sensiz,fasıl sensiz
Mecnun ağlar halime, zor bana bu hal sensiz
Yoruldu gölgem bile, kalmadı mecal sensiz
Bu dünyada kim güle, mutluluk muhal sensiz
Düğün günüm bildiğim, son sensiz, ecel sensiz
(*) gül, 4 Ağustos 2011, bir garip gül
MC
Can mı dayanır,o yar deyişine
Bir kez olsun duysam,ağlar gezerim
Nazar değmesin diye bakışına
''Görme! '' deyip didemi,dağlar gezerim
Beklerim yolunu,geçer mi diye
Toplarım taşını,düşermi diye
Kırbamın suyunu,içer mi diye
Ölümüne içmem,saklar gezerim
Bu gönül hep seni arar geliver
Adın dolandı dilime biliver
Vurdum sazın teline duyuver
Kederliyim türkü söyler gezerim
''Bülbülüm''senden ayrı ellerdeyim
Ağyara söz olmuşum dillerdeyim
Bizarım bedenimden yellerdeyim
Ovalar dar gelir dağlar gezerim
Bir kez olsun duysam,ağlar gezerim
Nazar değmesin diye bakışına
''Görme! '' deyip didemi,dağlar gezerim
Beklerim yolunu,geçer mi diye
Toplarım taşını,düşermi diye
Kırbamın suyunu,içer mi diye
Ölümüne içmem,saklar gezerim
Bu gönül hep seni arar geliver
Adın dolandı dilime biliver
Vurdum sazın teline duyuver
Kederliyim türkü söyler gezerim
''Bülbülüm''senden ayrı ellerdeyim
Ağyara söz olmuşum dillerdeyim
Bizarım bedenimden yellerdeyim
Ovalar dar gelir dağlar gezerim
Diğer şiirler için aşağıdaki linki tıklayınız
http://m.antoloji.com/gul-den-gecme-fasli-siiri/